Michael Cashmore - The Snow Abides
Through the towering streets
Grey flecked with the sun
I am fallen and tumble
Endomed in snow glass orbed Alice eyes
America is dreaming of a restless autumn
Snow abides
When I saw you
My heart arose Royal black and blue I am not lost
Yet little star
In the doorway I catch a sign
Shuddering still
Oh there is too much, there is too much
And can I
And I cannot, cannot...
Snow abides
When I saw you
My heart arose - ecstatic butterfly
Slipping away
Waving goodbyeMichael Cashmore - The Snow Abides - http://motolyrics.com/michael-cashmore/the-snow-abides-lyrics-turkish-translation.html
Leaving quick silvered fire
In pools on your way When I exit and I recall your eyes
Leaden depth and dark
Hinting at space
Oh the richness
Too much of everything
And unborn uncreate To be unborn, to be unborn
To be unborn, to be unborn Like an angel fallen whilst I saw your eyes
Leaking lights
Follow the clouds drifting like comets
Ten twenty years, where will you sleep?
You move for the sun lie down in blossom
But a body can scarcely hold in
And man may not bear
The gold form angelic
I heard someone whisper
As you ran by me
Waving goodbye
Michael Cashmore - Kar Bekler (Turkish translation)
Yüce sokaklar boyunca
Gri, güneşle lekelendi
Düştüm ve yıkıldım
Alice'in gözlerinin çevrelediği kardan kürede kubbelendim
Amerika canlı bir güzü düşlüyor
Kar bekler
Seni gördüğümde
Kalbim doğar
Asil siyah ve mavide kayıp değilim
Ancak küçük bir yıldızım
Bir işaret yakalıyorum kapı aralığında
Daha da ürpererek
Oh bu çok fazla, bu çok fazla
Ve yapabilir miyim
Ve yapamam, yapamam...
Kar bekler
Seni gördüğüm zaman
Kalbim doğar - mest olmuş bir kelebek gibi
Uzaklara göçüp giderek
El sallayarakMichael Cashmore - The Snow Abides - http://motolyrics.com/michael-cashmore/the-snow-abides-lyrics-turkish-translation.html
Gümüşi ateşten hızla kaçarak
Yolundaki göletlerde
Sahneden çıktığımda ve gözlerini hatırladığımda
Kurşuni derinlik ve karanlık
Boşluğa vurarak
Oh zenginlik
Her şey çok fazla
Ve doğmamış, yaratılmamış
Doğmamış olmak, doğmamış olmak
Doğmamış olmak, doğmamış olmak
Bir meleğin düşüşü gibi, gözlerini gördüğümde
Işıkları sızdırarak
Kuyruklu yıldızlar gibi sürüklenerek bulutları izle
On yirmi yıl, nerede uyuyacaksın?
Çiçeklerde yatan güneş için ilerliyorsun
Ama bir beden kendini zor zaptedebilir
Ve bir adam değmeyebilir
Altın biçimindeki melekliğe
Bazıları fısıldarken duydum
Benimle kaçarken
El sallayarak