New Order - Hellbent
[1] Old friend, what you doin' out there? Come inside, sit yourself on that chair It's been a long time, since the last time of many burdons have passed through our hands Not end today and day in to tonight do you know what i mean? i'm trying to say im sorry you're the star in the sea, your not just anybody there's a light in your eye that i can't seem to reach over head, in the sky, is it shining on me? is it shining on me? [2] I've always knew, that you would not hang around You and me were like the thieves of the town too many girlfriends, but not enough love too many late nights, and not enough sleep strung out and wasted, no good in shape for the life we tasted, there on the table do you know what i mean? i'm trying to say im sorry you're the star in the sea, your not just anybody there's a light in your eye that i can't seem to reach over head, in the sky, is it shining on me? is it shining on me? open our heart, and deeds in our head, but most of the time, we stay in a place if you go out there, your just up north, it's a calm cool world, i slapped that door.New Order - Hellbent - http://motolyrics.com/new-order/hellbent-lyrics-turkish-translation.html
New Order - Azimli (Turkish translation)
Eski arkadaşım, ne yapıyorsun orada?
İçeri gel, bir sandalyeye otur
Uzun zaman oldu, son zamandan beri
Bir sürü omuzlar ellerinden geçtiğinde
Bugün ve bu akşam bitmeyecek
Ne dediğimi anlıyor musun?
Senden özür dilemeye çalışıyorum
Sen sahnedeki yıldızsın, herhangi biri değilsin (You're the star in the scene, you're not just anybody)
Gözünde bir ışık var, ulaşılabilecek gibi gözükmüyor
Başımın üzerinde, gökyüzünde, bana mı parlıyor?
Bana mı parlıyor?
Her zaman biliyordum, etrafta pek takılmadığını
Sen ve ben kasabanın hırsızları gibiydik
Bir sürü kız arkadaşlar, ama yeterince aşk yoktuNew Order - Hellbent - http://motolyrics.com/new-order/hellbent-lyrics-turkish-translation.html
Bir sürü geç geceler, ve yeterinde uyku yoktu
Sinirlendik ve boşa harcadık, iyi değil ve ıtanç verici (Strung out and wasted, no good and shameful)
Tattığımız o hayat, masanın üzerindeki
Ne dediğimi anlıyor musun?
Senden özür dilemeye çalışıyorum
Sen sahnedeki yıldızsın, herhangi biri değilsin (You're the star in the scene, you're not just anybody)
Gözünde bir ışık var, ulaşılabilecek gibi gözükmüyor
Başımın üzerinde, gökyüzünde, bana mı parlıyor?
Bana mı parlıyor?
Kalplerimizde umut var, akıllarımızda hayaller (We have hope in our heart, and dreams in our head,)
Ama çoğu zaman, senin yatağında kalıyoruz (But most of the time, we stayed in our bed)
Eper oraya gidersen, dah afazlasını isteyeceksin (If you go out there, you just want more)
Bu soğuk, soğuk bir dünya, kapının ardındaki (It's a cold, cold world, outside that door)