Yusuf Hayaloğlu - İşte Gidiyorum
İşte gidiyorum here i go
Krşılıksız bir aşka kurban ettim ömrümü
İşte gidiyorum
Toprak alsın benimde bu hazin öykümü İşte gidiyorum, gurbet yorgunu gövdemi
Çukura kim indirecek
İşte gidiyorum here
Bu menfur cinayeti, şimdi çıkıp kim üstlenecek Çürüdü gözlerim, yüreğim, bu yağmurlu şehirde
İşte gidiyorum
Beni kaldırın, hicran kalsın teneşirde Size yüzyallardır sesini kaybetmiş -
Bir türkü söyliyecektim...
Ve bir yayla şefkatiyle
Kirpiğinizin ucundan öpecektim Bir masum türküydü sadece
Yüzbinlerce madurun gönlünde
Belki söyleriz hepbirlikte -
Belki, mahşerin birinci gününde Nasıl sevmiştim hepinizi..nasıl böyle oldu akıbetim?
Ve nasıl çöle döndü
O benim gül gülistan memleketim İşte gidiyorum, hiçbiriniz, hiçbir dilde beni anlamadınız
Ben başımı verdim, sizinse
İnsafsız bir linç oldu karşılığınız İşte gidiyorumYusuf Hayaloğlu - İşte Gidiyorum - http://motolyrics.com/yusuf-hayaloglu/iste-gidiyorum-lyrics-english-translation.html
Penceresiz bir dünyanın labirentine
İşte gidiyorum
''Saçlarındaki yıldızları koparabilirsin anne'' Sonunda kaptırdım gönlümü
ölüm denen o kaypak türküye...
Ve işte kurtuldun benden
Şen olasın ey sevgilim Türkiye Elbet benimde vardı
Kendime ve yurduma dair umutlarım
Belki bıraktığım yerden sürdürür
Dostlarım, karım ve çocuklarım... Çatladı yüreğim çatladı sazım
Demekki böyleymiş yazım
Sizlere armağan olsun
Sizlerden ödünç aldığım bu yürek sızım... Benim hiç hayalim olmadı anne
Ne seni rahat ettirdim, ne kendim ettim rahat neither
Bir mutluluk fotoğrafı bile çekdirmedi bu hayat
Kaybolmuş bir anahtar kadar sahipsizim anne
Ne omuzumda bir dost eli, ne saçımda bir şefkat... Say ki yollarda akan, şu feydasız çamurdan anne...
Say ki ıslanmaktım, üşümektim
Say ki yağmurdum anne? Bunca yıldır gözyaşını, hangi denizlere sakladın,
Oy ben öleyim, sen beni ne diye doğurdun anne?
Yusuf Hayaloğlu - İşte Gidiyorum (English translation)
İşte gidiyorum here i go
i sacrificed my life to an unanswered love
here i go
the soil shall take this dolorous story of mine
here i go, who will bring down[b]
my body which is tired of being homesick to the burrow
i go
who will take the blame of this abominable homicide
my eyes, my heart has been rotten in this rainy city
here i go
raise me, let the sorrow on the bench which my corpse is washed
i was supposed to sing you a folk song
which has lost its voice for ages
and with a flatland affection
i was supposed to kiss the tip of your eyelash
it was just an innocent folk song
in the heart of hundred thousands of victims
maybe we sing together
maybe on the first day of the last judgement
how i loved you all.. how come it ended like this?
and how did it turned into a desert?
my rose, rose garden country
here i go, none of you, in any languages understood me
i have given my head, but you
responded with a confiscatory lynch
here i goYusuf Hayaloğlu - İşte Gidiyorum - http://motolyrics.com/yusuf-hayaloglu/iste-gidiyorum-lyrics-english-translation.html
into the maze of a world with no windows
here i go
'you can break off the stars in you hair mom'
in the end i am infatuated with
the fickle folk song that is called love
and you got rid off me
be marry my darling Turkey
of course i had too
hopes about me and my country
maybe they cantunue from where i leave
my friends, my wife and my kids
my heart cracked, my saz (a stringed Turkish enstrument) cracked
it means that this was my fate
i present to
this aching heart that i got from you..
i never had dreams mom
i made comfortable nor i was comfortable
not even a sinle happiness photo this life let me take
i am as unowned as a lost key mom
neither is there a friend's hand on my arm nor affection on my hair
assume that from that useless mud flowing on the road
assume that i was being wet, being chilled
assume that i was rain mom
for many years where have you hidden your tear into which sea?
oy let me die, why did you give birth to me mom?