- Votes:
 - See also:
 
Yılmaz Erdoğan - Sevebilme ihtimali lyrics
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
 Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
 Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
 İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
 Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
 özlemeye başladım herkesi...
 Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
 Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
 Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
 Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
 solculuk oynamaya başladık..
 Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
 Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
 Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
 Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
 Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
 Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
 Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
 Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
 Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
 Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
 Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
 Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
 Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
 Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
 Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
 Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerindeYılmaz Erdoğan - Sevebilme ihtimali - http://motolyrics.com/yilmaz-erdogan/sevebilme-ihtimali-lyrics.html
 Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
 Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum. Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum. Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
 Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
 Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
 Muş ovasının yalancı maviliğini
 Otobüs oluyordum bir süre
 Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
 Otobüs oluyordum
 Bir ülkeden bir iç ülkeye
 Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
 Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
 Korkuyordum
 Sonra iniyordum otobüsten
 Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
 ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
 ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
 Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
 Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
 Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
 Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
 Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
 bir yol üstü lokantasında
 Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
 Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
 Ben seninle herhangi bir insan elinin
 terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!








